Nasıl ki bir bitkiyi sağlıklı büyütmek için düzenli sulama, gübreleme ve bakım gerekli ise aynı şekilde bir ilişki de ilgi ve bakıma ihtiyaç duyar. İlişkiniz de canlı bir bahçedir. Siz bu bahçeye çöp dökerseniz çöpü, çiçek dikerseniz çiçeği koklarsınız.
Partnerimize neden sadece ilişkinin ilk zamanlarında en sevdiği filmi ya da en sevdiği yemeği soruyoruz? Zamanla değişebilen bu bilgiler sadece ilişkilerin ‘’balayı’’ evresine aitmiş gibi düşünüyor daha sonra da ilişkilerin zamanla büyüsünü kaybettiğini düşünüyoruz. Belki de tüm ilgi ve merak kotamızı ilişkinin başında dolduruyoruzdur. Yapılan araştırmalar mutlu ve sağlıklı çiftlerin her gün yeniden tanıştığını ve birbirlerini merakla dinlediklerini gösteriyor. Unutmayın bir yemeğin uzun vadede pişmesini istiyorsanız altını açık ve kısık bırakmalısınız.
Partnerinize küçük sürprizler yapmak için özel günleri beklememek, yaratıcı iltifatlarda bulunmak, ortak hedefler belirlemek ve bunlara ulaşmak için birlikte çalışmak, ilişkinizin sağlam temeller üzerine oturmasına yardımcı olabilir. Örneğin, yıllık bir tatil planı yapmak, birlikte yeni hobiler edinmek, ilişkinizin hayal panosunu yapmak veya düzenli olarak çift terapisi gibi faaliyetlerde bulunmak ilişkinizi güçlendirebilir.
Çaba ve Saygı: İlişkinin Temel Taşları
Bir ilişkide çaba göstermediğinizde, o ilişkinin sağlıklı bir temele oturması mümkün değildir. Çaba göstermediğiniz şeye saygı da duymazsınız. Bu yüzden her iki tarafın da ilişkiye değer vermesi ve ortak çözümler üretmesi gerekmektedir.
Örneğin, bir tartışma sırasında sadece kendi bakış açınızı savunmak yerine, partnerinizin görüşlerini anlamaya çalışmak ve bu görüşlere saygı göstermek, ilişkinizin sağlığını artırır. Bir tartışma sırasında “Bu konuda nasıl hissediyorsun?” şeklinde bir soru sormak ve aktif bir şekilde dinlemek, partnerinize değer verdiğinizi gösterir ve ilişkinizin derinleşmesine yardımcı olur.
Her gün birkaç dakikanızı partnerinize ayırarak, gündelik hayatın koşturmasından uzaklaşıp birbirinize odaklanmak, ilişkinizin güçlenmesine katkıda bulunur. Örneğin, akşamları birlikte yemek pişirmek veya bir yürüyüşe çıkmak, ekranları kapatıp birbirinize odaklanmak hem sohbet etme fırsatı sunar hem de ilişkinizi güçlendirir.
Karşılıklılık ve Empati: Birbirinizin Şarjı Olmak
Şartlar el vermediğinde, hayat koşulları sizi yıprattığında ilişkiniz için efor sarf etmek istiyor ancak bunu yapacak gücü kendinizde bulamıyor olabilirsiniz. Bu durumlarda yapacağınız şey bunu partneriniz ile paylaşmaktır. Ancak ondan uzaklaşarak değil, onu da dahil ederek. Hatta bazen kontrolü tamamen ona bırakarak: ‘’Bu akşam yemeği sen hazırlar mısın? Çocukları sen uyutur musun?’’ ya da ‘’Bana biraz masaj yapar mısın? Dizine yatabilir miyim? Hiç konuşmadan sadece saçlarımla oynar mısın?’’ Bu örnekleri ihtiyacınıza göre şekillendirip eşinizin anlamasını beklemeden sizin talep etmeniz ilişkinizin şarjı haline gelebilir.
Sonuç: Denge ve Süreklilik
Sonuç olarak, bir ilişkiyi sürdürmek ve güçlendirmek, dikkatli bir özen ve sürekli bir çaba gerektirir. Bu çaba, ilişkinizin kalitesini artırır ve her iki tarafın da tatmin edici bir şekilde gelişmesine olanak tanır. İlişkinin gelişimi, sadece duygusal bağları güçlendirmekle kalmaz, aynı zamanda ortak hedefler doğrultusunda birlikte çalışmayı da içerir. Emek ve özveri, ilişkinizin sürdürülebilirliğinin temel taşlarını oluşturur ve sağlıklı bir ilişkinin anahtarıdır. Bu şekilde, ilişkiniz hem bireysel hem de ortak yaşam kalitenizi artıracak şekilde büyüyebilir ve güçlenebilir.
Böylelikle sevgi haritalarınızı genişletebilir ve sizleri birer ilişki ustası haline getirebilir.
Sağlıklı ve Güvenli İlişkilerde Görüşmek Üzere
Uzman Psikolog Arzu HAMURCU
——
Kaynakça:
*Gottman, J. M., & Levenson, R. W. (2000). “The long-term effects of marital conflict on divorce and health.”
*Why Marriages Succeed or Fail: And How You Can Make Yours Last
*The Seven Principles for Making Marriage Work
