Önce kendimizi anlamamız gerekiyor. Sonra ne istediğimizi…
Doğduğumuz günden beri bilinçli ya da bilinçsiz bir şekilde ilişkiler hakkında birçok yanlış inanışa maruz kalıyoruz. Bunların en başında da hiç kuşkusuz ”yarım elmamızı bulma” miti yatıyor. Aynı çevre ile büyümüş iki kardeşin bile farklı iki insan olduğuna defalarca kez şahit olmuşsunuzdur. Hal böyle iken tam olarak size uyacak, sizi tamamlayacak bir partnerin geleceğine inanmak sadece bir efsanedir. Sizi hak edecek, tüm eksikliklerinizi kapatacak, yaşadığınız ilişkilerin hepsinden farklı bir ilişkinin içerisine bir anda düşecek birini bekliyor olabilirsiniz. Ancak bu hayali kişinin elbet bir gün geleceğini düşünerek şu andaki ilişki deneyimlerinize haksızlık yapıyor olabilir misiniz? Çok üzgünüz ki öyle biri yok 🙁
Duygu Odaklı Terapinin kurucusu Sue Johnson, insanların kusursuz sevgilinin peşinde koşarak ömürlerini harcadıklarını söylüyor. Oysa kusursuz sevgiliyi değil kusursuz sevgiyi aramak için çaba göstermeliler derken kast ettiği kusursuz sevgiyi de şöyle açıklıyor: Güvenli ve sağlıklı bir ilişki… Duygu Odaklı Terapi araştırmaları gösteriyor ki birbirinin sığınağı olan, kırılgan taraflarını hassasiyetle anlayabilen, tartışmaları duyarlı ve anlaşılabilir olarak yönetebilen çiftler her zaman için daha sağlıklı ilişkiler yürütmektedir.
Öyleyse ihtiyacımız olan sevgiyi aramakla hiçbir şey bulamayacağımızın farkında mıyız? Çünkü sevgiyi arayamayız, keşfederiz! Önce içimizde sonra her yerde…
Yarım elmanızı ararken her şeyden önce evrene yaydığınız enerji, yarım olduğunuzdur. Yarım, eksik, kusurlu… Yarım elmam gelsin ve tam olarak benim eksiklerimi kapatsın. Oysa ilişkiler puzzle değildir. Kimse kimseyi tamamlayamaz. Tam olmuş iki bireyin kuracağı ilişki en sağlıklı ilişkidir. Ayrıca kim neye göre yarım bunu nasıl belirleyeceğiz (!) Siz de partneriz de yaşanan her şeye rağmen tam ve çok güzel bir elmasınız 🙂 Eğer isterseniz bu tam ve çok güzel iki elma yan yana gelerek sağlıklı ve güvenli bir ilişki kurabilir.
Unutmayın kusursuz sevgiliyi değil, kusursuz sevgiyi arıyor olacağız 🙂